gör
Çorum
Anadolu’nun en köklü medeniyetlerinden Hititler’e yıllarca başkentlik yapmış Çorum’un tarihi değerlerini görün!
Çorum Müzesi
Çorum Müzesi, şehrin derin arkeolojik geçmişine ait eserlerin sergilendiği , çok önemli varlıklara sahip bir müze. Müze içinde yer alan Arkeolojik Eser Salonu’nun ilk katında Alacahöyük, Kuşsaray ve Büyük Güllücek kazılarında bulunmuş olan Kalkolitik Çağ eserleri ile başlayan kronolojik bir teşhir yapılıyor. Yine bu salonda Eski Tunç Çağı’na ait Alacahöyük kazı buluntuları sergileniyor. Eski Hitit dönemi tasvirli sanat eserlerinin en önemli buluntularından biri sayılan Hüseyindede Vazosunu da müzede görebilirsiniz.
Çorum ili sınırları içindeki arkeolojik kazılarda açığa çıkartılan Hitit dönemi eserleri ile Boğazköy-Hattuşa’da açığa çıkartılan yapıların mimari kesiti ve magazinler, fotoğraflar ve tanıtım levhaları eşliğinde sergileniyor. Müze koleksiyonunda özel bir yere sahip, üzeri çivi yazılı Hitit Kralı II. Tuthaliya’ya ait bronz kılıç da yine aynı katta sergileniyor.
Hitit yazılı belgeleri (çivi yazılı tabletler) ile başlayan ikinci katta, Boğazköy-Hattuşa kazılarında arşiv halinde bulunan kil mühür baskılı bullaları, kronolojik olarak Ortaköy-Şapinuva kazı buluntusu çivi yazılı tabletler ve mühür baskılı bullalar izliyor. Yine Ortaköy-Şapinuva kazısı küçük buluntuları yanında, Hitit ve çağdaşı dönemlerine ait mühürler de bu katta görülebiliyor.
Alacahöyük Müzesi
Çorum Müzesi’ne bağlı olarak hizmet üreten Alacahöyük Müzesi, Çorum’a 45 km uzaklıkta yer alıyor. 1935 yılında başlayan Alacahöyük kazılarında açığa çıkartılan Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Hitit ve Frig eserlerinin sergilendiği müzede ayrıca Alaca Pazarlı Örenyeri kazısında bulunan Frig dönemine ait eserler de teşhir ediliyor.
Boğazköy Müzesi
Müze, Çorum’un 82 km güneybatısındaki Boğazkale ilçesinde yer alıyor. Boğazköy Müzesi, Hattuşa kazılarında açığa çıkan ve çevreden müzeye gelen eserlerin depo ve sergilemesinin yapıldığı mahalli bir müze konumunda.. Hitit dönemine ait eserlerin ağırlıklı olduğu müzede; Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler de sergileniyor.
Hattuşa
1986 yılından beri, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Hattuşa, Çorum il sınırları içinde bulunuyor. UNESCO’nun “Dünya Belleği Listesinde” yer alan Hitit yazılı kaynaklarından anlaşıldığına göre, I. Hattuşili’nin iktidara gelmesiyle (M.Ö. 1665-1640) Hattuşa, Hititler'in başkenti olmuş. Şehirden kalıp izlenebilen yapıların büyük bölümünün MÖ 13. yüzyıldan kalma olduğu biliniyor. Kraliyet yapılarının yer aldığı Büyükkale’de, direkli galerilerle çevrili avlular, konutlar, depo binaları ve büyük bir kabul salonuyla, büyük bir saraya ait kalıntılar ortaya çıkartılmış.
Hitit İmparatorluğu’nun MÖ 1200 yıllarından hemen sonra yıkılmasıyla, Anadolu Tunç Çağları da sona erer. Bununla beraber, Hattuşa şehrinin arazisinin yerleşim tarihi devam eder. MÖ 12. yüzyılın başlarında, Erken Demir Çağı’na tarihlenen yeni yerleşmenin, Frig etkilerini yansıtan bir taşra kasabasına dönüşüp büyümeye başlaması ancak MÖ sekizinci yüzyılda gerçekleşir.
Hattuşa’daki yerleşim Pers döneminde de devam eder. Hattuşa, ayrıca Hellenistik, Galat, Roma ve Bizans’a ait yerleşme ve tahkimat izleri de taşır.
Yazılıkaya Tapınağı
Hattuşa’nın en etkileyici kutsal mekânı, şehrin biraz dışında yer alan yüksek kayalıklar arasına saklanmış Yazılıkaya Açıkhava Tapınağı’dır. Dönemin yeni yıl kutlamaları için kullanılan bu açık hava tapınağında, ülkenin önemli tanrı ve tanrıçaları sıra halinde kayaya kabartma olarak işlenmiş. A ve B odaları olmak üzere iki bölüm halinde gezilebilen Yazılıkaya, görkemli kaya betimlemeleri ile Hitit pantheonunu (antik Tanrı ve Tanrıçaların tümü) yansıtıyor. Hitit İmparatorluğu'nun ulusal tapınağı kabul edilen Yazılıkaya'nın, ilk yapım döneminde bir duvarla dış dünyadan soyutlandığı; ikinci evresinin ve Büyük Galeri'deki kabartmaların III. Hattuşili, Büyük Galeri'deki Tudhaliya kabartması, Küçük Galeri ve tapınağın üçüncü evresinin IV. Tudhaliya zamanında yapıldığı düşünülüyor.
Günümüzde Yazılıkaya olarak adlandırılan Hitit İmparatorluğu’nun ulusal tapınağı, Hattuşaş (Boğazköy)’ın iki kilometre kuzeydoğusunda yer alır. Doğal kaya üzerine yapılmış bir açık hava tapınağı olan bu kült alanının önünde, sonradan inşa edilmiş ve üç farklı döneme ait olan tapınak yapıları yer alır. İlk dönemde, kaya tapınağını dış dünyadan soyutlayan bir kuşatma duvarı yapılmış, ikinci evrede anıtsal giriş yapısı ile birlikte Hitit geleneğinde bir tapınak eklenmiş, üçüncü dönemde, ana yapının doğu kanadı, Küçük Galeri'nin önünde daha kullanışlı bir girişe dönüştürülmüş. A Odası'nın ilk figürleri olan on iki yeraltı tanrısı kabartmasında, arka duvarındaki ana konu Tanrı Teşup ile Tanrıça Hepat’ın karşılaşması görülüyor. Tanrıça figürlerinin sonunda, ana sahnenin karşısında, bu açık hava tapınağının en büyük figürü IV. Tuthaliya bulunuyor.
Alacahöyük
Alacahöyük, Çorum’un 45 km. güneybatısında, Eski Tunç Çağı ve Hitit Çağı’nda çok önemli bir kült (dini tören) ve sanat merkezi. Dört uygarlık çağı açığa çıkartılan Alacahöyük’te; Birinci Uygarlık Çağı; Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu-Osmanlı dönemleri ile temsil ediliyor. Birinci kültür katta, Geç Frig Çağı’nda höyüğün her yanı iskan edilmiş. Küçük evlerden oluşan bu kat, seramiğine göre, MÖ 650’den daha eski değil. Mabedi, büyük yapıları, özel-blok evleri, sokakları, büyük küçük su kanalları, şehir suru, biri kabartmalı ortastadlarla süslü sfenksli, diğeri poternli anıtsal kapılarıyla Hitit İmparatorluk Çağı’nın müstahkem olmayan, düz ovaya kurulan tipik temsilcisi höyüğün ikinci kültür katını oluşturur. Kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilmiş olan Sfenksli Kapı’nın genişliği 10 metredir. Alacahöyük üçüncü uygarlık katını Eski Tunç Çağı (MÖ 2500-2000) oluşturur. Hitit kültürüne kaynaklık eden kültürlerin önde geleni olan yerli Hatti Uygarlığı’nın aydınlanmasında çok katkıları olan Alacahöyük Eski Tunç Çağı Hanedan Mezarları, bu çağın en önemli buluntularını oluşturur.
Şapinuva (Ortaköy)
Hitit Devleti’nin önemli kentlerinden biri olan Şapinuva (Ortaköy), Çorum’ un 53 km. güneydoğusunda, Çekerek Nehri etrafında yer alıyor. Hitit Çağı’nda hem siyasi hem de coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir noktada yer alan şehir, önemli bir askeri ve dini merkez. Ortaköy kazılarında açığa çıkan ve sayıları dört bine ulaşan çivi yazılı tablet ve fragmanların oluşturduğu arşivde, Hititçe yazılmış olanların yanısıra Hattice, Hurrice ve Akadca yazılmış idari, askeri, dini ve fal metinleri bulunuyor.
Çorum Kalesi
Şehrin güneyinde, alçak bir tepe üzerinde, ovaya hakim bir konumda kurulmuş olan kalenin kesin yapım tarihi bilinmiyor.
Selçuklu mimari özelliği taşıyan Çorum Kalesi’ne ait ilk yazılı belgeler 1571 tarihli. Bu belgede, kaleden Sultan Süleyman Hayratı olarak söz ediliyor. 16. yüzyılda Çorum’a gelen Evliya Çelebi, şehrin kıble yönündeki kalenin Sultan Kılıç Arslan tarafından inşa edilmiş bir Selçuklu yapısı olduğunu söyler. 1842 yılında Çorum’da W. F. Ainsworth kalenin eski malzeme ile inşa edilmiş yeni bir yapı olduğunu, yapılırken eski planın büyük olasılıkla korunduğunu gözlemlerinde aktarmış.
İskilip Kalesi
İstanbul’dan Amasya’ya uzanan ticaret yolu üzerinde, İskilip ilçe merkezinde bulunan ve Osmanlı Dönemi’ne tarihlenen kalenin üç yanı sarp kayalık. Kaleye sadece kuzeybatıdan çıkış mümkün. Kalenin inşa edildiği sarp kayalığın eteklerinde Roma Devri’ne ait kaya mezarları bulunuyor. Selçuklu Dönemi’ne tarihlenen kale içinde ikinci bir kapı daha bulunuyor.
Osmancık Kandiber Kalesi
Kandiber Kalesi, Osmancık ilçe merkezinde, Kızılırmak’ın kuzey kenarındaki doğal kayalığın üzerine inşa edilmiş. Selçuklu Dönemi’ne tarihlenen kale içinde ikinci bir kapı daha bulunmakta. Kale, İstanbul’dan Amasya’ya uzanan ticaret yolu üzerinde bulunuyor.
Çorum Saat Kulesi
Şehrin merkezinde yer alan ve minare stilinde 1894 yılında yapılan Çorum Saat Kulesi’nde, güneye açılan yuvarlak kemerli kapı üzerinde, sekiz sıralı araları cetvelli ve 1312 tarihli mermer kitabe bulunuyor. Sarı renkli kesme kum taşından yapılan kulede, sekizgen kaideden Türk üçgeni motifli bir papuçla gövdeye geçilmiş.
Sungurlu Saat Kulesi
Kule, 1891 yılında yaptırılmış, kare prizma gövdeli. İkinci kat hariç her katta yuvarlak kemerli küçük pencereler yer alır. Kesme taştan yapılan kulenin en üst katında, dalgalı saçaklı ahşap bir köşk, onun altında dört yönde yuvarlak saat kadranı ve altta demir parmaklıklı bir balkon bulunur.
Hacıhamza Kalesi
Hacıhamza Beldesi’nde yer alan kale, ikizkenar yamuk planlı. 1723 yılında yapıldığı anlaşılan kale, 1940’lı yıllara kadar kasaba halkını içinde barındırmış. Kalenin içinde, cami, medrese, han ve hamamdan oluşan külliye mevcut.
İskilip Yivlik Akşemseddin Hazretleri Cami ve Türbesi
Camii, İstanbul’un manevi fatihi ve Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin’in oğlu tarafından yaptırılmış. 15. yüzyıla tarihlenen ve yaklaşık 600 yıllık olan kare planlı camii, çivi kullanılmadan yapılmış caminin üzeri sonradan ahşap bir çatı ile örtülmüş.
Ulucami (Murad-ı Rabi Camii)
Selçuklu Sultanı III. Alaattin Keykubat zamanında yaptırılan cami, bugünkü halini geçirdiği büyük onarımlar sonucu almıştır. Büyük usta Mimar Sinan tarafından da onarılan cami günümüzde “Sultan Muradı Rabi Cami” olarak anılmaktadır.
Caminin abanoz ağacından çatma (kündekari) tekniği ile yapılan minberi, bazı onarımlar görmüş olsa da orijinalliğini büyük ölçüde korumuş Türk-İslam sanatının önemli bir örneğidir.
Han Cami (Gülabibey Cami, Ömer Neftçi Cami)
Çorum Gülabibey Mahallesi’nde yer alan; Gülabibey Camii, Han Camii, Ömer Neftçi Camii olarak üç şekilde isimlendirilen caminin Erken Osmanlı Dönemi’nde yapıldığı tahmin ediliyor. Dikdörtgen planlı cami, tek kubbeli harim ile kuzeyindeki üç kemer gözlü son cemaat yerinden oluşuyor. Son cemaat yeri üç kemer gözlü olup, orta bölümü aynalı tonozla, iki yan kısım ise kubbe ile örtülü.
Hıdırlık Cami Türbe ve Haziresi
Hıdırlık Camii, il merkezindeki Hıdırlık Tepesi’ndedir. Sarı kesme taş, moloz taş ve tuğla kullanılarak dikdörtgen planlı inşa edilmiş caminin batısında sahabeden Suheyb-i Rumi ve Ubeyd Gazi’nin sandukaları bulunan bir türbe yer almaktadır.
Kalehisar Medresesi (Behramşah Medresesi)
Yapım tarihi belli olmayan yapı, mimari özellikleri bakımından bir Selçuklu yapısı olduğunu gösteriyor. İki eyvanlı tipte, moloz taşla inşa edilen medrese kuzey-güney doğrultusunda kareye yakın bir planda yapılmış.
Taş Mağaza
Geç Osmanlı Dönemi’ne tarihlenen yapı, üç kattan ibaret ve dikdörtgen planlı. Pencereleri yuvarlak kemerli olan yapının birinci katı ile ara katın alt kısmı sarı kesme taştan, üst kısmı tuğladan yapılmış.
İskilip Redif Kışlası
İskilip ilçesinde bulunan ve Geç Osmanlı Dönemi’ne tarihlenen yapı, dikdörtgen planlı ve bodrum kat hariç iki katlı. İlçenin en önemli tarihi varlıklarından olan kışla, 20. yüzyıl geç Osmanlı dönemi mimarisine sahip.